12 Nisan 2009 Pazar

SEVGİLİ DOST!..
İBADETİNİN BEREKETİNİ GÖRMEK İSTİYORSAN:
-GIYBETTEN, YALANDAN, SUİZANDAN, İSNATLARDAN, DEDİKODUDAN;
HÜLASA KUL HAKLARINDAN UZAK DURMALISIN.
Dost;Günahlar, ibadetlerden zevk almamızı engeller. Günahlar insanı paçavraya çevirir.Yüzünün nurunu, sözünün nurunu, özünün nurunu giderir. Malının bereketini giderir. Sağlık ve sıhhatini giderir.
Günahlarda ısrar ede ede, kişinin kafa ve gönlü, ŞEYTANIN ÇALIŞMA OFİSİ haline gelebilir. Öyle ki şeytan onu takip etmeye hiç gerek duymaz. Çünkü peşinden gelenin, neden peşinden koşsun ki?.. Her günah; şeytanla yaptığımız yepyeni bir anlaşmadır.
Her günah; kişinin kendisini şeytana meze ve maskara yapmasıdır.Her günah; kişinin, ruhuna vurduğu büyük bir darbedir. Her günah; esaret zincirlerine yeni bir halka takmaktır.Her günah; tövbe etmezsem ve tövbem kabul edilmezse, beni yakacak ateşe attığım, kocaman bir odundur.Her günah; kişinin, hayırdaki son kullanım tarihini kısaltmaktadır. Günahlarda ısrar ediyorsam, ateşime odun taşımakta ne kadar hevesli davranıyorum demektir.
Kendimi aşındırma konusunda, kendimi kokutma konusunda, kendimi çürütme konusunda ne kadar da hevesliyim demektir. Paçavra haline gelmeyi ne kadar çok istiyorum demektir. Her günah, küfre doğru atılmış bir adımdır.
Evet, günahı işleyen kafir olmaz ama günahlarda ısrar ede ede insan zamanla inkara kadar yuvarlanabilir, Allah korusun!..
Her günah, ibadetlerden zevk almamızı sağlayan latifelerden bazılarının ölümüdür. Bunlardan bazıları uzun uğraşlar sonucu dirilirken bazıları hiç dirilmeyebiliyor.
Aman dikkat et! "Bir öpmekte bir bakmakta batma…
Ebediyeti yutacak latifelerini; basit, zehirli ve anlık bir hazza kurban etme!"
Allah korusun!.. O yüzden, şeytanımızı ve nefsimizi, devamlı kuşatma altında tutmalıyız. Müdafaa savaşında değil, sürekli taarruz halinde olmalıyız.
Günahlarımıza gece baskınları (TEHECCÜD) düzenlemeliyiz.
Nefsin geçtiği yolları aç kalmakla (ORUÇ) daraltmalıyız. Şehvetini kontrol etmeyi mutlaka öğrenmelisin.
Onun seni oynatmasına izin vermemelisin. Sirklerde küçücük bir çocuğun kocaman bir ayıyı nasıl oynattığını hep merak etmişimdir?
Meğer ayının en hassas yeri burnuymuş. Zincirin bir halkası ayının burnuna takılırmış, bir ucu da çocuğun elinde... Çocuk ayıyı oynatmak istediğinde, zinciri çektiği zaman canı yanan ayı, hemen oynamaya başlarmış.
Şehvetin, sirkte oynatılan ayı gibi bizi oynatmasına izin vermeyelim.
Zincirlerin iki ucu da irademizin elinde olsun.
Sevgili Dost;Şu husus önemli: Matkap duvarı delmek içindir, delikte sürekli tutmak için değil. Eşyayı hilkatine uygun olarak kullanmak bir sanattır.
Fotoğrafını itina ile koruyorsun, hatta çerçeveletip muhafaza altına alıyorsun.
Ama fotoğrafın sahibi olan seni, günahlara karşı neden çerçeveleyip koruma altına almıyorsun? Fotoğrafını buruşturup çöpe atmıyorsun ama onun sahibini her gün, günahlarla karıştırıp, buruşturup, çöpe atıyorsun…
NAMAZIN BEREKETİNİ GÖRMEK İSTİYORSAN;NAMAZIN DIŞINDA DA NAMAZDA GİBİ DİKKATLİ OL!
Lokmalarına dikkat et; haram lokmayla beslenmiş bir beden, helal bir ibadetten yeteri kadar feyiz alamaz.
Abdestini güzel al. Suyu israf ederek abdest alma ki; bir ibadetin gerçekleşmesi, bir başka haramın gerçekleşmesiyle mümkün olmasın.
Bir çiçeğe ulaşmak için onlarca çiçek çiğneme!

Hiç yorum yok: